Yavaş yavaş tırmanıyordu merdivenleri birazdan dönüp sınıfa girecekti.
Anlamsız bir güne başlayacaktı.
Karşıdan bir süre seyretti liseli kız.
Sınıf aynı sınıf,sıralar aynı sıralardı.Bir kaç gün canlandı gözünün önünde.
Her zamanki gibi camdan bakıyordu.
okul kapısından sevgilisinin girmesini bekliyordu liseli kız.Ders boyunca okul kapısına baktı.
Ne olmuştu,neden gelmemişti sevgilisi.
Oysa her zaman ki gibi geleceğim demişti sevgilisi.
Ağır ağır indi merdivenleri hep onu düşünüyordu.Neden neden gelmedi diyordu, belki de işi çıkmıştı geç kalmıştı.
Tesellilerle avuturken kendini mahalleye gelmişti.Fakat fakat oda neyin nesiydi.Bu kalabalığa bir anlam veremedi liseli kız.
Dayanamadı yolda oynayan bir çocuğa sordu. Ve birden elindeki kitaplar düşüverdi öylece kalakaldı.
Gözleri kararıyordu.Bir ağaç fidanı düşüverdi yere.
Gözlerini açtığında annesini gördü “Ne oldu yavrum neyin var”diyordu.
Liseli kız konuşmak istemiyordu.
Fakat tıkanıverdi.Birden hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.
Kimse anlam veremiyordu.Ne olmuştu,niye ağlıyordu.
Sevgilisine ağlıyordu.
Genç yaşta toprak olan sevgilisine.Ağladı göz pınarları kuruyana dek.
Okula gidip yine kapıda seyretti.Sınıf aynı sınıf,sıralar aynı sıralardı.
Geçti oturdu cam kenarındaki yerine.Yine seyrediyordu okul kapısını.
Bambaşka bakıyordu.Oda ne? Sevgilisi bakıyordu.El sallıyordu ona.
Kırılan camın sesini duymadan bırakıverdi kendini boşluğa.
Sınıf arkadaşları toplanmış başına ağlıyordu.
O ise camlar ve cam kırıkları arasında gülümsüyordu.Beyaz gelinliği giymişti.
Okul kapısında sevgilisinin hayalini bekliyordu.
Belki kimse görmeyecekti Liseli kız ile sevgilisinin ruhlarını ve ayıramadığı bu sevgiyi kimse anlayamayacaktı…
[i]